Narin Yangınına Ağlarken

Narin can verdi ve gitti.
Ardından milletçe ağlıyoruz.

Canımızı yakan aleve küfreder gibiyiz. Genzimizi bizi boğacak kadar dolduran dumana doğal olarak kahredeyoruz. Yas tutuyoruz. Birbirimize olayın ne denli haksız ahlaksız olduğunu anlatıyoruz.

O kadar.

Nerden ve neden çıkar bu ruhumuzu karartan yangınlar, neden sık sık böyle ateşler sarar her yanımızı, can alan alevler karartır dünyamızı?

Sormayı akıl edemiyoruz.
Suçluyu kötülüyoruz, suçun nedenini dinamiklerini anlamaya zinhar çalışmıyoruz.

Duygu çok, tepki çok ve akıl yok eleştirilerimizde.

Öyle üstünkörü öyle sığ ve yüzeysel ki ergen davranışı diyesim geliyor.

Sadece Narin olayında değil, her insanlık dışı ahlak dışı ve akıl dışı ve evet son kertede çirkin hadiseye böyle yani sadece TEPKİSEL bakıyoruz.

Neden sosyolojik bakamıyoruz dersiniz?
Suçlu veya sorumsuz diye birilerini bir politik tutumu bir yaban veya çağdışı veya akla aykırı bakışı görüp sorunun kökenine neden inemiyor, bir türlü bütüncül düşünemiyoruz.

Ben bu nefretlik olayda da en çok buna yanıyorum.

Peki sence neden, diye soranlara üç cümlelik bir karşılık vereceğim:
Dipteki birikintiye bakmak arı yuvasına çomak sokmak olacak da ondan. Lağımı patlatmak mahallenin işine gelmiyor dostlar, üstünü örtünce yok sayıyoruz. Yasla avunuyoruz. Emek çaba yüzleşme gerekmiyor, kısa zamanda unutuyor, o zamana kadar huzur bulup rahat ediyoruz.

Bu kitlesel iki yüzlülük iğrenç değil mi peki?
……

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir