Hakkımda

Mehmet nuri aslan

Hakkımda

1953 yılında Urfa’da doğdu.

Kent merkezinde Kurtuluş ve Şehit Nusret İlkokulu’na devam etti. Parasız yatılı okuyabilmek için son yıl Sırrın Köyü İlkokulu’ndan mezun oldu. Aynı yıl Diyarbakır Ergani’deki Dicle İlköğretmen Okulu sınavlarını kazandı, Dicle’de geçen beş yıllık dönemin ardından son sınıfı bakanlığın doğudaki yatılı okullar için verdiği karar uyarınca gönderildiği Akşehir’de okudu.

Akşehir İlköğretmen Okulunu bitirdiği 1971 yazında, üniversite sınavlarına girdi, daha sonra Urfa Lisesi’nde fark derslerini verdi. Aynı aylarda Siirt ili Şirvan ilçesi Pirinçli Köyü İlkokulu öğretmenliğine atandı; üniversite giriş sınavını kazanınca öğretmenlikten ayrıldı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne başladı.

Mecburi hizmet kovuşturması yüzünden fakülte yıllarında okulu bırakıp Urfa’da (Gölpınar Köyü) daha sonra sağlık durumunu gerekçe göstererek İstanbul’da (Güneşli Köyü) öğretmen olarak çalıştı. 1974 yılı yazında Londra’da dil okuluna devam etti, 1975 yazında İsveç’de (Göteborg) işletmecilik stajı yaptı.

 

1976 yılı yaz döneminde İktisat Fakültesi’ni iyi derece ile bitirdi. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu giriş sınavında başarılı oldu, 1977 yılı başında öğretmenlikten ayrılıp Kurulda göreve başladı.

Kurulda vergi denetimi çalışmalarının yanı sıra Üçüncü Beş Yıllık Plan Döneminde Bütçe Plan İlişkileri konulu bir araştırma yaptı. Baş Hesap Uzmanı oldu. Daha sonra İÜ Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu.

Nisan 1980-1982 döneminde tercüme ve protokol subayı olarak askerliğini yaptı. Yabancı dil sınavını başarınca Maliye Bakanlığınca lisans üstü çalışma yapmak üzere yurt dışına gönderildi. Boston’da Northeastern Üniversitesi’nden 1984 yılında Para ve Banka dalında lisans üstü derecesi aldı. Bakanlıkça 1985 yılında İngiltere’de Gelir İdaresi nezdinde incelemeler yapmak üzere Londra’ya gönderildi. Aynı yıl Uluslararası Borç Krizi konulu tezini savunduğu Drew Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler dalında da mastır derecesi aldı.

1988 yılında T.C Emekli Sandığı Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
O zamanki adı İş ve İşçi Bulma Kurumu olan bugünkü İŞKUR’a 1989 yılında Genel Müdür oldu. Kurumun bir işsizlik mücadele kurumu olarak yeniden yapılandırılması için insiyatif alınmasını öngören Dünya Bankası ile birlikte yürütülen İstihdam ve Eğitim Projesi bu dönemde oluşturuldu.

1992 yılında T.C Kopenhag Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri olarak atandı. 1996 yılına kadar yaptığı bu görevden sonra yurda döndü, yeniden Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanlığı görevine atandı.

1998 yılında emekli oldu. Yeminli Mali Müşavirliğin yanı sıra özel sektörde yönetici olarak çalıştı, kısa bir süre Dünya Bankası’na danışmanlık yaptı. Çeşitli şirketlerde denetim ve yönetim görevlerinde bulundu. On yıldan uzun bir süre Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi’nde Finansal Muhasebe ve Türk Vergi Sistemi dersleri verdi.

Yeni dünyalara uçmak isteyen sarı bir kelebeği anlattığı Sarıcan adlı masal-deneme ve anı tadındaki geleneksel biçeme uymayan kitabı 2000 yılında İyi Şeyler Yayınevi tarafından Cevat Çapan’ın editörlüğünde yayımlandı. O sıralar dört yaşında olan kızı Elifcan’a anlattığı bir masalla başlar kitap; masalın kahramanı kelebeğin yazarı yönlendirmesi sayesinde ve Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ adlı şiiri ile sona erer. Okunası o şiir de bu özgeçmişin bir unsuru olarak aşağıda.

Hayatının en büyük üç değerini sayacak olsa, kızı Elifcan’ı en başa koyar. İş kurumuna harcadığı emekle Sarıcan diğer iki sırayı alır.

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,
ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına 

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata
sunulmuş bir armağandır.
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.