Gerçeği Görmek Ne Mümkün!

Platonun ünlü mağara alegorisini hatırlayınız.
Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarına dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir. Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir.
Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır.
Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar. Uzun zamandır gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını, sadece onların birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar..

Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmemiş olan bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar..
Özet şu: Plato yada eflatunun mağara alegorisi yani benzetmesi, bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını açıklamaya çalışır.
Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni için de hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları idrak ermekte zorlanır, aşikar olsa da kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır.

Işığı-gerçeği görmek doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur. Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister.
Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle…


https://www.facebook.com/groups/242201356258178/permalink/580491199095857/

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir